Tatsiz Bir Dünya
Yazmadim...Yeni bir ise başladigim icin erken yatmak zorundayim,modern kölelik kapitalizmin kader mahkumsunuz iste....
Bugun bizim yazarlık grubunun kendi arasında yine bir gerginliği oldu,bu ödevi ise istemeye istemeye yazıyorum.Panin Labirent filmindeki gibi bu dünyadan kaçış noktam olan ( hayatin bütün agir yükünü sildiğim, sorunlarımdan kaçtığım, kisa bir an da olsa kendimi oldukça özgür ve rahat hissettiğim) bu ortamda yok olacak,dünyadaki her iyi şeyin yok olduğu gibi!
Bilmiyorum ne anlatabilir ki sana ? Her zaman ki siradanliginiz mi ? Çalışmak zorunda oluşumuz mu ? Pandemiyi mi ? Bu Kötücül dünyadan ne beklenebilir ki ? Pandora'nin kutusundan çıkmayan tek şey umudu mu ?
Annem ile babamizi soruyorsun ? Onlar iyiler çok şükür.Bilmiyorum orada bizi duyuyor musun? Babamızın seninle nasil dertlestigini fark ettin mi ?
Pişmanlıklar mi ? Aslında bircok pişmanlığım var ilk aklıma gelen şey ise keşke kardeşim seninle daha çok filme gitseydim...Harry Potter filmlerini pek sevmiyordum ne yapayım? Keşke....aslında bu sözcüğü kullanmak hem anlamsiz ama...dayanamayıp kullanıyoruz günlük dilimizde. Daha fazla zaman geçirmek iyi olurdu seninle .b
Biraz da farkli şeylerden bahsedeyim sana.Sadece sen maske takınca diğerleri takmayınca kızıyordun ya...o,gercek oldu.Herkes maske takmak zorunda simdi..."Allah bana,bir el atsa da kurtarsa " diyordun ya...baska dualarin kabul olmuş,herkes maske takıyor. "Ben gittikten sonra herkes rahat eder " diyordun ya ...Yanlış anlama maddi sorunlarimiz çözüldü,parasal gücümüz arttı.
Iste böyle bir düttürü dünya iste.Yasamin tabi ki guzel yanlari var,ozellikle hayvanlar...Bir kediyle dertleşmek,bir kopek ile sokakta gezinmek,bir papağana seslenmek....Memati mi ? " Ne kadar yasar baba " diye sorduğun emektar kaplumbagamiz hala yaşıyor.Senin ömrünü o aldi belki de....
Hayatin guzel yanları demişken...Bir ormanın sesini dinlemek,deniz kıyısında dalgara bakıp huzura ermek...Bilmiyorum denizi seyretmek....Insanin aklına pek bir şey gelmiyor( düşünce anlamında),sadece garip bir mutluluk duyuyor insan.Ozellikle Tekirdağ'da çalışırken...Santiyenin anlamsizligindan,insanlardan...kaçış noktamdi deniz kenarında oturup denizi izlemek...
Neden hem seni yazıyorum hem de kendini deşifre ediyorum? Bilmiyorum iste.Icimden geldi.Gecenlerde izlediğim "After Life " dizisi aklima geldi.Olen esi ile konuşan intihar etmek isteyen sistem karşıtı yalniz bir adam....Ozellikle Amerikan toplumunun mankurt olması,ahmakça yaşaması...falan filan eleştirilir.
Intihar mi ? Oyle bir düşünmedim diyemem her insan gibi belirli dönemlerde benim de oldu.Simdi oyle bir sey düşünmüyorum.
Kendi yaşamımımda ise tek gayem:dunyanin en iyi kitaplarını okumak,dunyanin en iyi filmlerini izlemek ! Benimkisi basit hevesler iste.Bunlar insanı asosyal yapıyor, Korlesme kitabındaki Kien in durumuna düşmeyelim sakin ...
Bu yazılarımı telefondan yazıyorum şimdi.Aslinda şimdiki zaman diye bir şey yok,gecmis ve gelecek var.Ya da her sey yaşandı,yaşanıyor,yaşanacak....Bizim hayatimiz bir film şeridi gibi.Kumandayi elinde tutan bir basıyor doğumumuz bir basıyor olum...Oyle iste sizin nasıl? Siz ne yapıyorsunuz?
İlk defa kendim hakkında birebir bir şeyler yazıyorum.Gercekten cok tuhaf.Hasan vardi ya su an Amerika'daki...Liseden arkadaşım.Turkiye'de Ford Otosan'da makina mühendisliğini bırakan....Iste o diyordu ki ( yaşamındaki tanıdığım en zeki kisi ,parantez parantez,evlendi bu arada Amerika'daki esi ile beraber ,çocuk yapmayı sacma buluyorlar) " Ben yazmam,çünkü her yazan kişi kendi hayatından bir şeyler verir,kendini deşifre eder " iste nedense ben bunu yapıyorum içimdeki ses böyle diyor çünkü.
Çocuk meselesine gelirsek .Gasper Noe'nin " i stand alone " filminde " 60 saniyelik zevk için 60 yıllık omur heba edilir mi? " diyordu .Boyle iste ne güzel soz,dünyaya çocuk getirmek günah gibi ...çünkü bataklık, çöplük...umut yok dünyamızda.
Oyle iste yazdıkça yazarım.çenem açılır.İnsallah daha güzel bir dünyada görüşürüz.Ben inanıyorum ve inançlarımin heba olmasını istemem.Yakin bir gelecekte guzel bir boyutta görüşmek