8 Mayıs 2021 Cumartesi

Yalnız Gencin Hayatından Kısa Bir Kesit

YALNIZ GENCİN HAYATINDAN KISA BİR KESİT


Daracık çatı katında ince uzun delikanlı okuduğu kitabı bıraktı .Zayıf vücudunun hafifliği ile pencereden dışarı baktı. Solgun yüzündeki göz kapakları ezildi, yüzü tiksinti ile buruştu. Karşı caddede orta yaşlarında gürbüz bir adam yine kendisi yaşlarında kadını sokak ortasında tokatlıyordu .Okkalı bir küfür savurdu etrafa bu ülkede kadınları koruyan sözleşmenin birinden daha çıktığını anımsadı.


 Sokak ortasında düpedüz katliam vardı. Hiç kimse ise olaya müdahale etmiyordu .Haberlerde eşini döven bir kocanın sözleri çınladı bir anda zihninde ''Eşim değil mi ? döverim de söverim de...'' Osmanlı'yı hatırladı .İlk nüfus sayımını yaptıran 2.Mahmut sadece erkekleri saymıştı. Kadınlar değersizdi doğu toplumlarında. Cumhuriyet'in getirdiği özgürlükler ise ayaklar altına alındı  ilerleyen yıllarda.


Tekrar cama baktığında dayak yiyen kadın ile onu döven adam kaybolmuştu .Geriye kalan ise kaldırımdaki kan izleri idi. Yalnızlığının hüznü ile ' Körleşme' kitabını okumaya devam etti. Kien gibi insanlardan tiksiniyordu .İnsanlar sahte idi, sürekli maske takıyorlardı .Uzun zamandır dışarı çıkmıyordu ,çıksa ne olacaktı ki zaten ? Bazen hareket etmek zor geliyor, duş almaya üşeniyordu.  Yaşamdaki olayları düşündükçe taşlaşıyordu .Bütün hücreleri hareketsizleşiyor kolunu bile kaldırmakta zorlanıyordu   Bütün bu hayat...Yaşamın amacı ne idi ki ?

Kalpsiz Ayna

KALPSİZ AYNA

 

Gökyüzünde kediler dans ediyordu dev bir orkestra eşliğinde .Saat kulesindeki ibre ise tersine doğru işliyordu. Ansızın karşısına çıkan bir aynaya baktı. Yüzü yoktu.

 

Sırılsıklam terleyerek uyandı. Yüzünü yıkadı sersemliğinden kurtulmak için. Koridora doğru yürüdü gardıroptaki boy aynasına baktı .Tiksinti ile geri çekildi. Vücudundan nefret ediyordu.170 cm boylarında 65 kg civarında idi, normal kilolu sayılırdı, yuvarlak bir yüzü etrafında ufacık bir buruna sahipti .Beyaza yakın buğday tenliydi. Saçları ise  kısacıktı. Diğer kadınların düşüncesinin aksine  saçlarının kısa olmasını seviyordu .Çirkin değildi, güzel sayılırdı cazibesini  yaşına rağmen yitirmemişti  ama bedeninden nefret ediyordu. Bütün aynaları kırmak istedi.

 

Sanki aynanın içinden yolculuk yapacakmış gibi ayna ansızın  yine hayaletimsi bir şekilde  saydamlaştı. Orpheus'un aynanın içindeki gezinmelerini düşündü .Hayal mi görüyordu yoksa gerçekten aynanın bir daveti mi söz konusu idi ? Geçmişe döndü, anılar zihninin bir köşesinde dalgalanmaya başladı. Çok sevdiği oğlunu anımsadı .Büyük bir felaket olmuş maden çökmüştü.300'e yakın can kaybı vardı. İçlerinde ise Maden Mühendisi oğlu da yer altında kalmıştı .Ağlayacak gibi oldu .Fıtrat demişlerdi .Başka ülkelerde yaşanmış maden kazalarının reklamını yapıyorlardı haber bültenleri  birbirleri ile yarışırcasına. Ama sözü edilen felaketler 100 yıl önce yaşanmıştı .Günümüzde ise gelişmiş ülkelerde bu tür felaketler olmuyordu.  Çünkü iş güvenliği  önlemlerini almışlardı. 

 

İstemsizce  eldiven taktı, aynaya uzandı. Orpheus dedi hiddetle. Oğlunun anısı hatırlayınca aynada yüzü  bir anda gençleşti. Genç kız yüzü göründü. Üniversite yıllarındaki eşi  Aytuğ'u hatırladı. Tek aşkı ile evlenmişti. Ayna ise onun hislerinden beslenir gibi hareket ediyordu..Tarkovski hortladı yine dedi Solaris gezegenine atıfta bulunarak. Ateist idi ,ateist olduğunu ise hem  kendi anne ve babasından hem de eşinden bile saklamak zorunda kalmıştı. Ülkemizde ateist olduğunu açıklayanlara linç kampanyası yürütülüyordu. Mucizelere inanmazdı. Ama ayna bir tuhaftı sürekli değişiyordu hislerine göre. Aklından bir zoru yoktu,60 yaşlarında emekli öğretmendi. Eşi ise onu tek  çocukları öldükten kısa bir süre  sonra terk etmişti. Eşi başka bir kadına aşıktı .Onu yadırgamadı. Evlilik gerçekten kutsal mı idi ? yoksa içimizden hiç sönmeyen bir tutku olan aşk mı  daha önemli idi ?

 

Zihinsel gerginlik devam ediyordu .Evinden çıkamıyordu. Çünkü pandemiden dolayı sokağa çıkma yasakları vardı. Evdeki tek arkadaşı olan  papağını yine ona seslendi .Zihnini düşüncelere  o kadar dalmıştı ki etrafındaki hiçbir şeyi fark etmedi.

 

 Aynalar ile  genç kızlığından beri anlaşamıyordu, kendini beğenmeyişinin sebebi ise sanki  aynalardı. Aynalara sürekli küfür ederdi. Ama yaşadığı evde aynalar her yerde idi .Hem dostu hem de düşmanı idi aynalar .Sokağa çıkma yasakları başladığından beri daha beter olmuştu aynalar ile ilişkisi. Bazen aynanın içine girdiğini hayal eder, ölüler ülkesinde gezdiğini düşünürdü .Düş gücü o kadar güçlendi ki bir anda aynanın içine gerçekten   girdi. İlk fark ettiği şey;   o kuytu mekanda gökten sürekli  elmas ve altın yağması ama ona rağmen  oradaki  insanı andıran hayvansı tuhaf  yaratıkların  elmas ve altınlar ile ilgilenmemesi olmuştu. Orada yer çekimi yoktu . Hareket etmek ise çok zordu. Bütün ağırlığını ayaklarına yükleyip yürümeye çalıştı. Aynanın diğer tarafındaki  kırmızı tüylü papağanı ise ona seslendi üç defa: Kalpsiz ayna, kalpsiz ayna, kalpsiz ayna...

 

 


5 Mayıs 2021 Çarşamba

AHMAKLIĞA ÖVGÜ



Yozlaşmış ruhlar selam gönderdi sana

Araf'ta varoluş sancısını içine çeker iken

Yazılmamış bir mektup

Okundu atlas meclisinde




Tanımlanmamış otorite

Kustu yine bütün pisliklerini

Domuzlar azdı

Saldırdı genç yüreklere




Karanlık bir bulut gülümsedi

İfadesiz yüzler bakıştı birbirlerine

Hür olmak kelimesi

Silindi sözlükte




Büyücülük yükselişe geçti

Astral seyahat enleminde

Kiralık muskalar

Öldürdü mikrobu

Cahil adamın düşlerinde 


Kağan KALAVA

BAŞLIKSIZ


 Hikayeler anlatırdı

Çocuksu düşlerinde

Şiirler yazardı

Okunamayan tabletlerde


Özgürlük uçup gitmişti

Deniz küsmüştü

Kızgın bir güneş

Yönetirdi buyurgan kafiyeler ile

Gülmek unutulmuş

Umutsuz semboller peyda olmuştu

Matlaşmış ülkelerinde


Karadelik hüznünde

Avangart fısıltılar

Sürrealizm kılçıkları

Fütürist dalgalar

Usun körleşmesi

Çürümüş duygular

Metafizik evreninde 


Nevrozlu çığlıklar altında

Zihinle satranç oynamalar

Anıların intiharı

Rüyaların erekte olması


Şarap ile mi sevişirsiniz

Esrar ile mi öpüşürsünüz

İmgeler mezarında


Anlamsızlığın anlamı

Başlıksız bir şiirde

Tözün buhar olup uçması

Özün destanlaşması

Cehenneme giden bir yolda 

Varoluş sancılarının diyalektiği



Kağan KALAVA-05.05.2021  17.30 civarı