ÇAĞIMIZIN VEBASI
Genç hala internetin başında idi,çocukluğundan beri bırakamamıştı bu alışkanlığı.Tanımadığı biri ile yüz yüze gelince çekiniyordu konuşmaktan ama internette klavye canavarı.Ailesinin durumu da bundan farklı değildi kiminin elinde tablet kiminde cep telefonu kimi de bilgisayar başında. Tv çıktığından beri zaten iletişim zayıflamıştı aile arasında peki ya şimdi ? Sosyal medya herkesi esir etmişti yediden yetmişe.
5 Mayıs 2016 Perşembe
Hikaye Denemeleri 4
GERGİN BİR BEKLEYİŞ !
İçini kemiriyordu bu bekleyiş.Sınav sonucu açıklanmasına az bir süre kalmıştı.Telaşlı idi,korkuyor idi bu senede kazanamazsa babasının askere gönderme korkutması . Bir yandan içini hüzün kaplıyordu,aşkı biricik sevdasını kaybetmekten.Sevgilisi ona dememiş mi idi ''Senin üniversite okuman şart,ancak seninle öyle çıkarım '' diye.Acaba kız onunla dalga mı geçiyordu ? Kendisi çok ama çok seviyordu ya sevgilisi onu ?
Çocuk :Sınava hazırlanacağım diye arkadaşlarımla gezememek gençliği mi yaşayamamak ne demek bilir misiniz ? Ders çalış,ders çalış derler ama benim ne hissettiğimi sorarlar mı ? Halbuki ne güzeldi bisiklete binip arkadaşlarla pikniğe gitmek,top oynamak...Ama o az eğlenmeyi bile bize çok gördüler,ikide bir kazanamazsan ezilirsin dediler.Neriman aklına gelince ise içi daha bir hoş oldu,onun karşısında eriyordu adeta.Ay yüzlü sevgilim benim...
Anne:Oğlum,oğlum canım oğlum benim.Bu sene inşallah kazanır.Duygu yüklü içli yavrum benim,kazanamazsa yine kendini harap eder.Hele o gizli gözyaşları yok mu onları fark ettikçe bende ağlıyorum.Süzgün yüzlü,soluk tenli,ince, zayıf oğlumun daha o yaşta ıstıraba boğulmasına kahır oluyorum.Yazık değil mi bu çocuklara ? İlla da üniversite oku baskısı.Tamam okumak güzel ama okuyanların da halini görüyoruz.İşsizler ordusu...Bir de babası yok mu sürekli şu kadar para harcadım çocuğun okuması için diyen başına kakan zalim yok mu ? Bir daha dünyaya gelsem hayatta evlenmem ! Sırf çocukların hatırına bu çileye katlanmak...
Baba:Bu senede kazanmazsa kesin askere gider,sonra da ne iş bulursa orada çalışır,yetti artık bu oğlana harcadığım paralara.Hem kardeşine de yazık daha o da sınava girecek bir kaç yıl sonra .Bir yığın ona da masraf.Halimiz ise ortada,kıt kanaat geçiniyoruz.Hep annesi yüzünden,sürekli oğlunu şımarttı.Tamam çocuk ders çalışıyordu ama yine de ara sıra arkadaşları ile o gezmeleri...Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ,sürekli rekabet,gezmeyeceksin tozmayacaksın ,ders çalışacaksın hep.Biz eşek gibi çalışıyoruz hala,emekli bile olamadık,gerçi emekli de olsak maaş daha da düşecek ya.İşte o zaman gör sen geçim derdini.
İçini kemiriyordu bu bekleyiş.Sınav sonucu açıklanmasına az bir süre kalmıştı.Telaşlı idi,korkuyor idi bu senede kazanamazsa babasının askere gönderme korkutması . Bir yandan içini hüzün kaplıyordu,aşkı biricik sevdasını kaybetmekten.Sevgilisi ona dememiş mi idi ''Senin üniversite okuman şart,ancak seninle öyle çıkarım '' diye.Acaba kız onunla dalga mı geçiyordu ? Kendisi çok ama çok seviyordu ya sevgilisi onu ?
Çocuk :Sınava hazırlanacağım diye arkadaşlarımla gezememek gençliği mi yaşayamamak ne demek bilir misiniz ? Ders çalış,ders çalış derler ama benim ne hissettiğimi sorarlar mı ? Halbuki ne güzeldi bisiklete binip arkadaşlarla pikniğe gitmek,top oynamak...Ama o az eğlenmeyi bile bize çok gördüler,ikide bir kazanamazsan ezilirsin dediler.Neriman aklına gelince ise içi daha bir hoş oldu,onun karşısında eriyordu adeta.Ay yüzlü sevgilim benim...
Anne:Oğlum,oğlum canım oğlum benim.Bu sene inşallah kazanır.Duygu yüklü içli yavrum benim,kazanamazsa yine kendini harap eder.Hele o gizli gözyaşları yok mu onları fark ettikçe bende ağlıyorum.Süzgün yüzlü,soluk tenli,ince, zayıf oğlumun daha o yaşta ıstıraba boğulmasına kahır oluyorum.Yazık değil mi bu çocuklara ? İlla da üniversite oku baskısı.Tamam okumak güzel ama okuyanların da halini görüyoruz.İşsizler ordusu...Bir de babası yok mu sürekli şu kadar para harcadım çocuğun okuması için diyen başına kakan zalim yok mu ? Bir daha dünyaya gelsem hayatta evlenmem ! Sırf çocukların hatırına bu çileye katlanmak...
Baba:Bu senede kazanmazsa kesin askere gider,sonra da ne iş bulursa orada çalışır,yetti artık bu oğlana harcadığım paralara.Hem kardeşine de yazık daha o da sınava girecek bir kaç yıl sonra .Bir yığın ona da masraf.Halimiz ise ortada,kıt kanaat geçiniyoruz.Hep annesi yüzünden,sürekli oğlunu şımarttı.Tamam çocuk ders çalışıyordu ama yine de ara sıra arkadaşları ile o gezmeleri...Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki ,sürekli rekabet,gezmeyeceksin tozmayacaksın ,ders çalışacaksın hep.Biz eşek gibi çalışıyoruz hala,emekli bile olamadık,gerçi emekli de olsak maaş daha da düşecek ya.İşte o zaman gör sen geçim derdini.
Hikaye Denemeleri 3
AHMAKLIK ÜZERİNE
Ahmaklık ! Aptal olmak ne güzel şeydir ! Hiçbir şeyin farkında olmamak ! Düşük ücretle çalışmayı dert edinmemek,tüketici kölesi olduğunu bilmemek,medyanın yalanlar dünyasını fark etmemek,satın alınmış sözde aydın özde dalkavuk siyaset adına konuşan televizyondaki yardakçıların birer yalancıdan ibaret olduğunu anlamamak,kısaca modern bir mankurt olduğunu fark etmemek.
-Saçmala Hikmet dedi.
-Sen kimsin ?
-Ben senim.
-Git başımdan artık Olric dedi.
-Oğlum ne Olric'i ? Ben Hüsamettin Albay,Artık kitapları da mı karıştırdın ?
İçindeki ebeveyn:Boş işlerle uğraşma,bunlar para kazandırmıyor,lafla ekmek kazanılmaz !
İçindeki çoçuk: Zaten her şey sizin yüzünden,size göre topluma ayak uydur gerisini boşver yaşasın ahmaklık !
İçinde bir yağın saçma sapan düşünce geçiyordu her zaman ki gibi,artık izledikleri,okudukları,dinledikleri her şey birbirine karıştı.
Bir anda biri kolundan sıkı sıkı tutup onu zorla karşıya geçirdi
-Evladım sen salak mısın ? dedi 40'lı veya 45'li yaşlarda biri,seni kurtarmasam az daha araba eziyordu,yolun ortasında garip garip duruyordun dedi.Hem kızgınlıkla hem de sevgiyle karışık uzaklaştı oradan hemen.
Hoşgeldin gerçek dünya içimdeki sese elveda !
İçindeki ses de kızdı,bensiz nereye gidiyorsun ? diye sordu.Bu esnada futbol meraklısı,mühendis ama kitap okumayan topluma ilgisiz bir arkadaşı karşına çıktı,Artık kurtulmuştu düşüncelerden,şimdi onla futbol sohbeti edip spor esrarını yudum yudum içerek uzaklaşacaktı fikirlerden.İyi ki varsın futbol,aslında teşekkür edecek o kadar çok şey var ki ! Evlendirme programları,bitmek tükenmez futbol muhabetleri, üç kuruş kazandırmak için insanları maymuna çeviren yarışmalar,bunun için şaklabanlık yapan yarışmacılar,içi boş diziler (en çok dizi satan ülke amerika'dan sonra bizmişiz.sevineyim mi üzüleyim mi karar veremedim. ),insanları uyuşturan medya,özel günler uydurup reklamlarla tüketim kölesi yapan alış veriş sektörü..
-Kitap okumayı saymadın dedi.
-Saçmalama,sende mi ahmaklaştın,kitap okursan zihnin aydınlaşır,ben ahmaklığı anlatıyordum diye çıkıştı içindeki sese.
-Bu sene Beşiktaş şampiyon olmalı dedi arkadaşı.Bir anda şaşırdı,Allah'tan arkadaşı onun dalgınlığını fark etmemişti,fanatik Beşiktaşlı idi arkadaşı arka arkaya övüp duruyordu.Gerçi o da Beşiktaş'ı tutuyordu ama arkadaşı gibi değildi ki toplumun sorunlarından bir an uzaklaşamıyordu.
Ahmaklık:Of yeter artık,bıdı bıdı hem beni düşünüp durursun hem de bana söz hakkı vermezsin,hem ahmaklığı öv hem de beni sustur olur mu ?
Zeka:Ben sustum artık söz ahmaklıkta
Hikaye Denemeleri 2
ÖLÜMÜN FISILTISI
Geçenlerde çok sevdiği sahafa gitti.Ama bir anda şok oldu.Yaşı genç sayılabilecek sahaftaki ağabey hayatını yitirmişti.O güzelim sohbetler,değerli kitap tavsiyeleri gözünün önüne geldi.Artık yoktu onlar,insanlık değeri bilinmeyen ulu bir çınarını daha kaybetmişti.İçi burkuldu,ağlayacak kadar hüzünlendi,hissettiği duygunun ağırlığı ile neredeyse kaçarak uzaklaştı kitapçıdan.
Yolda gezerken aklında hiç çıkmadı ölümün anlamı.Aslında zaman zaman o da intihar etmek isterdi yaşamın anlamsızlığından sıkılarak.Ama kimi zaman ise ölümden çok korkardı, hatta yaşamak bazen çok hoş idi. Çocukluğundaki güzel anılar bir an için hayalinde canlandı,içini bir meltem rüzgarı kapladı ama sonra dedesini yeni kaybettiğini hatırladı ansızın,kitapçıdaki ağabey ölüm haberini duyduğunda olduğu gibi yüreğine bir ağırlık çöktü.
Kendini sorgulamaya başladı,üniversite bitmişti,askerliği de yapmıştı,işe girdi,işten atıldı.Genç sayılırdı,bir yandan ailesinin evlendirme baskısı bir yandan düzenli bir işinin olmayışı,patronlara kafa tuttuğu için sürekli işten atılması..
Diğer yandan ise ölüm ölüm ölüm...Yaşamanın anlamı neydi ? Kimse bilmiyordu. Acaba yaşamın lezzetli anıları mı yoksa hayatın kötü kahkahaları mı ağır basıyordu ? Yaşamak,bir garip sevda,kimi zaman acı kimi zaman tatlı.
Ölümün sesini her duyduğunda sorgulamaya başlardı yaşamını.Şimdi ne yapmalı ? Nereye gitmeli ?
Geçenlerde çok sevdiği sahafa gitti.Ama bir anda şok oldu.Yaşı genç sayılabilecek sahaftaki ağabey hayatını yitirmişti.O güzelim sohbetler,değerli kitap tavsiyeleri gözünün önüne geldi.Artık yoktu onlar,insanlık değeri bilinmeyen ulu bir çınarını daha kaybetmişti.İçi burkuldu,ağlayacak kadar hüzünlendi,hissettiği duygunun ağırlığı ile neredeyse kaçarak uzaklaştı kitapçıdan.
Yolda gezerken aklında hiç çıkmadı ölümün anlamı.Aslında zaman zaman o da intihar etmek isterdi yaşamın anlamsızlığından sıkılarak.Ama kimi zaman ise ölümden çok korkardı, hatta yaşamak bazen çok hoş idi. Çocukluğundaki güzel anılar bir an için hayalinde canlandı,içini bir meltem rüzgarı kapladı ama sonra dedesini yeni kaybettiğini hatırladı ansızın,kitapçıdaki ağabey ölüm haberini duyduğunda olduğu gibi yüreğine bir ağırlık çöktü.
Kendini sorgulamaya başladı,üniversite bitmişti,askerliği de yapmıştı,işe girdi,işten atıldı.Genç sayılırdı,bir yandan ailesinin evlendirme baskısı bir yandan düzenli bir işinin olmayışı,patronlara kafa tuttuğu için sürekli işten atılması..
Diğer yandan ise ölüm ölüm ölüm...Yaşamanın anlamı neydi ? Kimse bilmiyordu. Acaba yaşamın lezzetli anıları mı yoksa hayatın kötü kahkahaları mı ağır basıyordu ? Yaşamak,bir garip sevda,kimi zaman acı kimi zaman tatlı.
Ölümün sesini her duyduğunda sorgulamaya başlardı yaşamını.Şimdi ne yapmalı ? Nereye gitmeli ?
Hikaye denemeleri
HİÇBİR ŞEY HAKKINDA KİTAP YAZMAK
Camdan dışarı bakıyordu yine karanlık bir gökyüzü...Aklına tek gelen şey hiçlik...Muhteşem Güzellik filminde hiçbir şey hakkında film yapmak isteyen bir kişi vardı o da hiçbir şey hakkında bir kitap yazabilir mi ? Patlamalar,terör,yasaklar...Ülke gündemi her an değişiyor.Toplumun sesi olmak istiyordu başlangıçta ama yaşadığı çağa bakınca umutsuzluğa düşüp hiçliğe düşüyordu,hiçlikte yaşıyordu.Acaba toplumu aydınlatmak gerekli miydi ? Ortaçağ zihniyeti ile nasıl başa çıkabilirdi ki ? Durum bu kadar karanlık olunca vazgeçti ışık olmaktan. Körleşme'nin Kien karakterinden etkilenip kabuğuna çekildi artık toplummuş siyasetmiş umurunda değildi. Persona filmindeki kadının suskunluğuna büründü,artık tek derdi vardı hiçbir şey hakkında kitap yazmak.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)